Web Analytics
Sürşarjlı Pullar ve Bayraklar

Can Başkent

SÜRŞARJLI PULLAR VE BAYRAKLAR

CAN BAŞKENT

Veksilolojinin yani bayrak-bilimin insana öğrettiği ilk şeylerden biri bayrakların da bir tarihi olduğudur. Türk bayrağının şimdiki deseninin taa eskilere gittiğini, Galler bayrağının neden Birleşik Krallık bayrağında yer almadığını falan veksilolojiyle öğrenmek mümkün. Bayrak desenleri, memleketlerin bayraklarının ne zaman ve nasıl değiştiği, tüm bunların siyasi tarihle olan parallelliği, veksilolojinin ilgi alanına giriyor.

Bunun benzerini filatelide de görüyoruz. ‘Memleket Serisi’, örneğin, Türkiyenin ulus inşasının görsel bir hafızasıdır — yıllarca zarflarda ve koleksiyonlarda yaşamış bir hafıza [0]. Dahası, memleketin iktidarı ve diktası yenilendikçe, pulların, ve bilhassa ilkgün zarflarının, görsel karekteri de değişegelmiştir. Memleketin ekonomisi de çöktükce, artık sürşarjla falan uğraşmak yerine, posta idaresi M ve T fiyat ibareli pullar çıkarmaya başlamıştı çok da eski olmayan bir geçmişte — M, mektup için, T de taahhütlü için kullanılıyordu. Dolayısıyla, birer görsel simge olarak hem pullar, hem de bayraklar, toplumların sosyoekonomik tarihini yansıtıyor.

Bu, günümüzün siyasetinde de önemli. Çünkü, eğer yükselen milliyetçilikle ve diğer ayrımcı siyasetlerle mücadele edeceksek, bunların sembolleriyle olan ilişkimizi de gözden geçirmemiz gerekiyor. Bunu da adım adım, yeri geldiğinde ‘küçükten başlayarak’ yapmak lazım. Yani, bayraklarla ilişkimizi değiştirmenin belki ilk adımı pullarla da ilişkimizi değiştirmektir.

Çünkü pullar bu yolda ilk adımlarını usul usul, sessiz sessiz atıyor. Örneğin bazı ülkelerde, en azından bir zamanlar posta pulunu ilk defa kullanan ülke de dahil, posta idareleri bilgisayarınızda kendi posta pulunuzu tasarlamanıza izin veriyor. Bu basit adım, pulların bürokratik ve sıkıcı yüzlerini değiştirmenize, kedinizin fotoğrafından pul yapmanıza izin veriyordu. Pullar daha da mutluluk yaratan bir role bürünüyor, bir fatura olmanın ötesine geçiyordu. Kimi posta idareleri, çok şükür, daha da ileri gidiyor, üçgen ve altıgen pullar bile çıkarıyordu. Kimileriyse, siyaseten pek alışık olmadığımız adımlar atıyordu. Koleksiyonumun en hoş parçalarından biri örneğin, 1400’lerden 1967’ye dek bugünün Yemen’inde yer alan Mahra Sultanlığının 1967’de çıkardığı bir seri pul. Bu tematik pul, İslami sanat tarihine değinirken İslam’ın peygamberinin suretini şeklediyordu [1]. Bu ne cürret, değil mi!

Bayraklar da alışageldiğimiz sembolizmin ötesinde, siyasetin ve tarihin yapı-bozumunu yapıyor. Zamanında daha da alışık olduğumuz orak-çekiç motiflerinin ötesinde, kalaşnikoflu, mızraklı, misket tüfekli bayraklar günümüzde dalgalanmakta bir yerlerde [2]. Keza, bilhassa Karayiplerde kolonyal dönemin bayraklarında türlü türlü coğrafi öğe eğlenceli ve hoş bir şekilde motif edilmekteydi. Denizde yüzen at-balıklardan Hint cevizlerine [3] türlü türlü motifler, papağanlar ve kuşlar, tropiklerin kolonyal yönlerini ve tuhaf romantizmini, tarihi ticaret yollarının yarattığı acılara karşı oluşan nahifliği resmediyordu belki.

Bayrak yapı-bozumuyla ülkelerin tarihlerini ve geleceklerini yeniden yaratma hevesi yeni değil. Çünkü, Yeni Zelanda’nın bayrağını yenileme çabası hala akıllarda. Bu sürecin dikkat çeken asıl öğesi, tasarlanan yeni bayrak adaylarının sayısıydı. 10292. Dahası bu sürecin önemli neticelerinden biri 2015 yılında düzenlenen bayrak referandumuydu. Bu, tarihte bir bayrak seçimi için düzenlenen ilk halk referandumuydu. Bayrak üzerinden kolonyal tarihiyle hesaplaşmaya çalışan bir gelişmiş ülkenin acılarıydı izlediğimiz.

Pulların bürokratik ve sıkıcı birer fatura olmaktan çıkmalarıyla, bayrakların militarist ve askeri semboller olmaktan çıkmaları benzer ama anakronik bir paralellik sergiliyor. Bu anakronikliğin ilk emarelerinden biri, örneğin, bayraklar söz konusu olduğunda ‘güzel’ bayrakları modernizm öncesi dönemde, sıra pullara geldiğindeyse güzel pulları postmodern dönemde görmek. Her ülkenin ve halkın savaşla inşa edilmediğini, mektuplara yapıştırdığımız her pulun üstünde modası geçmiş bir siyasi figürün olmak zorunda olmadığını hatırlatıyor bize tüm bunlar. Önce pullarla ve pullardan, sonra da bayraklarla ve bayraklardan özgürleşiyoruz.

Siyasi sembollerin tükenmesi keyifle izlediğim bir dönüşüm. Pullar, bayraklar, armalarla sınırlı değil bu. Dini semboller, ‘TC’ falan tükenip duruyor. Sırada neler var, kim bilir.

*

Yıllar öncesinin bir siyasi fanzininde yazardı: “Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kansa, Yunanlılar uzaylı mıdır?”

Notlar

0. https://www.pulko.com/urun/buyuk-memleket-serisi-5-ocak-1958-turkiye-cumhuriyeti-pul-koleksiyonu

1. 1960larda Güney Arabistandaki bir sultanlık bile 2000lerin Danimarkasından daha medeniymiş sanırım.

2. Mozambik bayrağındaki kalaşnikofa ve Angola bayrağındaki meşeteye dikkat çekelim.

3. Etimolojiye hiç girmeyelim ama Hint ceviziyle (nutmeg) Hindistan cevizi (coconut) apayrı şeyler.

Kullandığımız tek çerez, anonim ziyaretçi istatistikleri içindir. Bu site hiçbir kişisel veri toplamamaktadır.

The only cookie we use is for visitor analytics. We do not collect any personal information at all.