Web Analytics
“Sevdim Seni Bir Kere” | Can Başkent

Can Başkent

"SEVDİM SENİ BİR KERE"

CAN BAŞKENT

0.

Vegan oldum ama hayvansever olamadım. Söz ettiğim hayvanlar kedi, köpek falan değil— onları “sevmek” kolay. Zira hayvan deyince aklıma böcek, sürüngen gibi şeyler de geliyor. Onları sevecek kadar büyük bir kalbim yok.

Çünkü onları sevmenin, hayvan haklarıyla, ekolojik mücadeleyle bir ilgisi olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sevmiyoruz diye hamamböceği popülasyonunu ortadan kaldıracak değiliz. Seviyoruz diye de kedi, köpeği kaytaracak değiliz.

1.

Bizim memlekette her şeyin duygusallık üzerinden okumlanmasının bir sonucu bu. Veganları sevmek, hayvanları sevmek, siyasi grupları sevmek falan filan. Siyasetin de arkadaş grubuna indirgenmesi anlamına geliyor bu elbette. Sivri dilli entelektüelleri, cana yakın olmayan profesörleri sevmiyoruz, dolayısıyla dediklerini de umursamıyoruz.

Bunun tersi daha komik. Siyasi rakibinizi elemenin en başat yolu, demek ki, onun sevilmemesini sağlamakmış. Vegan hareket için de bunu görmek kolay. Saldırıların çoğu veganların güvenilirliğini azaltmaya yönelik oluyor. Onların “sevilmesini” engellemeye çalışmak gibi bir şey bu. Zira sevilmezlerse, ciddiye alınmazlar diye düşünülüyor olmalı.

2.

Teknoloji şirketlerinin de sevilen, takipçileri ve hayranları olan şeylere dönüşmesi de bu zihniyetin bir ürünü. Rengarenk logolu, öğle arasında langırt ve video oyunu oynayabileceğiniz, eğlenceli, neşeli ve herkesin sevdiği şirketler de…

Şirketleri seviyoruz, tamam, ama hala makineyi o kadar sevemiyoruz. Çünkü sevgimiz, makineyi kurcalamanın ötesine geçemiyor. Oynaya oynaya bozuyoruz, ama makineyi yine de sevmiyoruz. Çünkü sevgimiz ona yetmiyor.

Marksçı sınıf analizinin en başat öğelerinden biri, yeni çağda bu. Makineyi kullanmaya bu kadar meraklı olup da, makineye neredeyse hiç katkı sunmamak küresel sınıf ayrımının en belirgin işaretlerinden. Fakat, makine artık sadece devreler ve ekranlar değil. Makine artık yazılım. Teknoloji firmalarını da seviyoruz, ekranları ve devreleri de seviyoruz, ama yazılımı, algoritmik düşünceyi, adını koyalım, Platonculuğu hala sevemiyoruz [1].

Sevgisizliğimizin bahanesi de çok. Matematiğin zor olmasından tutun da, kötü öğretilmesine dek gani gani bahanemiz var. Ama hepsinin özü aynı. Matematik ve yeni çağdaki izdüşümü yazılımla aramızdaki sevgi kuvvetli değil. Hele hele makineye dönüş(e)meyen matematiğe ya da yazılıma hiç merakımız yok. Platonculuğu sevemiyoruz.

3.

Platonculukla aramızda, teknoloji üzerinden bir sevgi ilişkisi kurmanın en önemli faydası aslında politik. Çünkü, özgürleştirici teknoloji mücadelesinin enerjisini verecek başka bir motivasyon yok.

Siyasetin berraklaştığı nokta, müsvedini sevdiğimiz fenomenin Platonik fikrini neden sevemediğimizi düşünmeye başladığımızda beliriyor. Çünkü algoritmayla oynamakla, algoritma yazmak ve tasarlamak arasında bir sınıfsal engel var [2]. Kapitalizm de, yapacağını yapıyor ve bu sınıfsal ayrımı perçinliyor. Bununla beraber sevgimizi daraltıyor. Makineyle oynamayı sevdirirken, makinenin kendisini, fikrini, Platoncu özünü sevmemizi engelliyor. Zira, seversek, hele hele bu özü ele geçirirsek, kapitalizmi yıkmaya bulutlardan başlayabileceğimizi, her kapitalist görebiliyor.

4.

Anlaşılan, benim de hamam böceklerini, yılanları çıyanları sevmeyi öğrenmem gerekecek. Çünkü, fare deneylerini, DDT’yle su kaynaklarını zehirlemenin en başat bahanesi de bu. Tıpkı boş verdiğimiz verilerimizi, devletlerin ve şirketlerin sahiplenmesi gibi.

Teknoloji sevgisinin devrimci olması, silahlı mı silahsız mı devrimci mücadele edilmelidir, tartışmasına verilecek en net cevaptır. Çünkü teknoloji, yeni kalemdir. Yeni kalem de eski tüfeği ezmektedir. Yeni kalemin Platoncu özü ise hakkaniyetçidir, adaletlidir. Çünkü sadece kağıt-kaleme ihtiyaç duyar.

Vel hasıl kelam, teknolojiyi sevin, ama şirketlerini değil.

Notlar

1. “Eflatun Klavye Tuşları”, CB, manifold, Ağustos 2016, https://manifold.press/eflatun-klavye-tuslari

2. Siyasal İslamını FATİH projesi/skandalı akla geliyor sözünü ettiğim sınıfsal ayrıma dair.

Kullandığımız tek çerez, anonim ziyaretçi istatistikleri içindir. Bu site hiçbir kişisel veri toplamamaktadır.

The only cookie we use is for visitor analytics. We do not collect any personal information at all.