Web Analytics
Bir Yazarın Savunması | Can Başkent

Can Başkent

BİR YAZARIN SAVUNMASI

CAN BAŞKENT

İş yapanın, işi nasıl yaptığı bazan işin kendisinden daha ilginç oluyor. Bir matematikçinin nasıl matematik yaptığını, bir programcının nasıl program yazdığını, romancının nasıl bir roman yazma ritüeli olduğunu anlatan manzumeleri okumak mümkün artık.

Eğlenceli ve meraklı bir okuma olmasının yanında, bunun birkaç önemli yanı da var. Evvela, işin heveslilerinin özgüvenlerini arttırıyor. Sabahın köründe roman yazmanın, gece yarısı sessizliğinde kodlamanın “normal” olduğunu görmek yeniyetmeler için önemli. Dahası, işin erbabının dahi nice zorluklarla boğuştuğunu görebiliyoruz bu çalışmaları okudukça. Defalarca yaz-boz üstünden geçilen matematik teoremleri ve ispatları, yanlışlana yanlışlana bıktıran fizik deneyleri gibi nice vakaları görüp öğrenebiliyoruz. Demek ki bilim ders kitaplarında sunulduğu gibi ilerlemiyormuş, ne güzel.

Söz konusu matematik olunca, bu konuda yazılmış şaheserler var [1]. Matematiksel pratiğin, matematik yapma şeklinin, matematiğin bizzat kendisini nasıl etkilediğini görmek etkileyici. Çünkü, ruhsuz, objektif olduğu söylenegelen matematiğin aslında ne kadar tarihselci, hatta matematikçi egolarıyla örülü olduğunu görmek bir yandan da eğlenceli. Asıl etkileyici olansa, matematiksel estetiğin, matematiğin içindeki sanatın da bu pratiğin doğrudan bir yansıması olması. Belki matematiksel kanunlar neticede değişmeyecek ama, bu kuramların nasıl kanun olduğunun ispatıysa, asıl matematik burada yatar, değişip duracak. Belki daha da güzelleşecek.

Programcılık da ruhsuz ve nispeten objektif bir etkinlik olarak görülür genelde. Ama yine de, az buçuk programcılığa bulaşmış herkes de bilir ki, aynı algoritmayı “güzel” veya “çirkin” olarak yazmak mümkündür. Haliyle, programlama dilleri geliştikçe ve yenilendikçe, aynı algoritmayı daha güzel programlarla yazabileceğiz. Belki nihai sonuç değişmeyecek ama programlama sanatı ilerleyecek.

Fikirleri güzelce yazmak da bu açıdan epey zor. Aynı fikri türlü türlü şekillerde söyleyebilecekken, güzelini bulabilmek zor. Haliyle, yazının başında değindim, başkalarının bu işi nasıl yaptığını okumak, onların kah itiraflarını kah “apology”lerini okumak önemli. Çünkü düşünsel sanatlarda bazan özrün kabahatten büyük olması da hoş bir sürprizdir.

Bu ayki yazımı yazamamamın nedeni de budur, sevgili okur!

Notlar

1. Bir Matematikçinin Savunması, G. H. Hardy, TÜBİTAK Yayınları; Kanıtlar ve Çürütmeler, I. Lakatos, Nesin Yayınevi.

Kullandığımız tek çerez, anonim ziyaretçi istatistikleri içindir. Bu site hiçbir kişisel veri toplamamaktadır.

The only cookie we use is for visitor analytics. We do not collect any personal information at all.